19 Nisan 2024 / 10 Şevval 1445

Kardeşlik

100_0159

Rasulullah (sas) ashabı arasında ensar ve muhacirleri hak ve eşitlik esasına göre birbirleriyle kardeş ilan etti. İslam kardeşliğinin akrabalık bağından daha kuvvetli olması sebebiyle mirascı olmak üzere aralarında kardeşlik kurdu. Bu ileride çok genişleyecek olan İslam dünyasında bütün müminleri içine alacak büyük İslam kardeşliğinin temeli oldu.
Yalnız mirasa ait olan hükmü çok sürmedi. Bedir gazasından sonra şu ayetle kaldırıldı.
“O kimseler ki sonradan iman edip, muhacir olmuşlar ve sizinle beraber mücadele etmişlerdir. Onlar da sizdendir. Akrabalık yönünden yakınları olanlar Allah’ın hükmüne göre mirasta birbirlerine daha yakındırlar. Muhakkak ki Allah her şeyi bilendir.” (Enfal suresi 75. Ayet) Çünkü Muhacirler ilk hicret yılında çektikleri büyük sıkıntılardan kurtulmuşlardı. Bunlar Ensar’ın yardımlarıyla ticarete atılmışlardı. Bedir gazasının ganimetlerinden faydalandıkları için artık Ensar’ın yardımlarına ihtiyaçları kalmamıştı.
Peygamberimiz(sas)’in hadisi şeriflerinden kardeşliği ve Allah için yardımlaşmanın Allah indinde en makbul davranış olduğunu her an hatırlamalıyız ve davranışlarımızla bil fiil göstermeliyiz. Hadisi şeriflerde Allah için sevenlerin en üstününün diğerini en fazla seven olduğu belirtilmiştir. Rasulullah(sas) yine şöyle buyuruyor; “Bir kimse kardeşini severse ona kendini sevdiğini haber versin.”(Ebu Davut,Tirmizi)
“Bana en sevimli ve kıyamet günü bana en yakın olanınız ahlakı güzel olanınızdır.” (Tirmizi)
Enes (RA) den rivayetle: “Peygamber(sas)çok merhametli idi. O’na hiç kimse gelmezdi ki ona vadetmesin ve yanında varsa vadini yerine getirmesin.
Bir defasında namaz için kamet getirildi O’na bir bedevi gelerek Rasulullahın elbisesini tuttu ve” çok az bir şeye muhtacım, unutmaktan korkuyorum “dedi. Peygamberimiz(sas)onunla birlikte kalktı onun ihtiyacını gördü, sonra da geldi ve namaz kıldı.”(Buhari)Çünkü Rasulullah (sas) örnek bir toplum inşa ediyordu ve şöyle diyordu: “Allah’ım beni güzel yarattın. Ahlakımı da güzelleştir.(Ahmed)
“Allah’ım senden sıhhat, afiyet ve güzel ahlak isterim.”
O halde şuurlu müslüman ayet ve hadisler ışığında diğer müslümanı kardeşi kabul etmeli ve fedakârlıkta (maddi-manevi) yarışırcasına gayretli olmalıdır. Bakara suresi 273.ayette Rabbimiz” Sarf ettiğiniz iyi bir şeyi Allah mutlaka bilir.” buyurmaktadır.
Rasulullah (sas) “Her müslümanın sadaka vermesi gerekir.” buyurdu. Sahabe;
“Ey Allah’ın Peygamberi! Ya  bulamayan” diye sordular. “Eliyle çalışır, kazanır ve tasadduk eder” buyurdu.
-Onu da bulamazsa? diye sordular. Nebi(sas);ihtiyaç sahibine yardım eder.” buyurdu.
Sahabe; -Ona da yetirecek güç bulamazsa? dediler.
” İyilik yapsın, kötülükten sakınsın. Bu onun için bir sadakadır.” buyurdular.(Buhari)
Rasulullah (sas) insanlık tarihinin örnek neslini yetiştirmiş ve onların dayanışmalarını şöyle tasvir etmiştir.
“Müminler birbirini tutan tuğlalardan duvar gibidir.”(Müslim)
“Müminlerin birbirlerini sevmelerinde, birbirlerine acımalarında ve birbirlerine şefkatlerinde misalleri, bir uzvu ağrıdığında diğer uzuvları da o ağrıdan müteessir olan bir vücuttur.(Müslim)
Müslüman aynı zamanda bu dünyada  sarf ettiklerinin yarın kendisine kat kat geri verileceğine inanır.
“-Sarf ettiğiniz iyi şeyler kendinizedir. Zaten ancak Allah’ın rızasını kazanmak için sarf edersiniz. Sarf ettiğiniz iyi bir şeyin karşılığı, haksızlığa uğratılmaksızın size verilir.” (Bakara 272.ayet)
Bir  Hadis-i Kutsi de;
“İnfak et ey Âdemoğlu! Ki sana da infak edilsin.”(Müttefakun aleyh)
“Sadaka hiçbir malı eksiltmemiştir.”(Müslim)
“Yalnız iki kişiye gıpta edilir. Biri Allah’ın, mal verip hak yolda harcamaya muvaffak kıldığı kişi; diğeri de Allah’ın kendisine ilim  verip de onunla amel eden ve bunları başkalarına öğreten kimsedir.”(Müttefakun aleyh)
-İslam’da hangisi (hangi amel)hayırlıdır? diye soran adama Peygamber(sas) “Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın(herkese) selam vermendir.” buyurmuştur.(Müttefakun aleyh)
Rasulullah (sas)’in eğittiği ve öğrettiği Ashab-ı güzin efendilerimizin(RA) ahlakıyla ahlaklanmamız önce kendimizi ve çevremizdeki arkadaş, akraba, ahbabımızı ne kadar mes’ud ve memnun edecektir.
Büyüklerimizin bir duası vardır;  “Ya Rabbi sev-sevdir-sevindir. Amin
VESSELAM

Hayrunnisa Açıkgözoğlu