18 Nisan 2024 / 9 Şevval 1445

Geldi Vefa Ayı Şaban-ı Şerif

Üç aylar denilen nurlu devre, bir manevi hayır ve bereket, feyiz ve fazilet mevsimi devam ediyor. Kameri ayların sekizincisi olan Şaban ayına “Şehrullah-i Muazzam”, “Şehrul kerame”,ve “Şehrul kasir “de derler. Bu ayın önemlerinden biri de Beraat gecesinin bu ayın on beşinci gününe rastlamasıdır. Beraat gecesi, meleklerin inmesi, duaların kabul olunması, bir yıllık olacak olayların levhi mahfuz’dan yeryüzüne indirilmesi gibi birçok fazilete sahip olduğu için, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır.

Baş tacımız Peygamber Efendimiz (sav):”Ayların en sevgilisi, Ramazana kavuşturan Şaban ayıdır” ve “Bu aya Şaban denmesi, onda Ramazan için büyük hayırların teş üb etmesi (dağılması); Ramazana bu adın söylenmesi de bu ayda günahların yanması sebebiyledir.” buyurmuştur.

Receb tevbe; Şaban muhabbet; Ramazan da Hakk’a kurbiyyet ve vuslat ayıdır. Receb, günahı, zulmü cevri terk etme; Şaban, salih amel işleyip vefa gösterme; Ramazan ise sıdk u sefaya erme ayıdır. Receb’de şevkle girişilen tevbe ve hasenat kabule mazhar olur; Şaban’da işlenmiş eski günahlar afv ü mağfiret olur; Ramazan’da ise kula, ilahi ihsan ve ikramlar bahşedilir.

Allah u Teâlâ Şaban ayını Resullullah’a (sav) mahsus bir ay kılmıştır. Şaban ayının üstünlüklerinden biri de budur. Peygamber (sav) efendimiz bu ayda; gece sabahlara kadar ibadet ederdi; çok oruç tutardı. Hz. Aişe validemiz sebebini sorunca:”Ya Aişe! Bu Azrail’in o sene içinde vefat edeceklerin isimlerinin yazdırıldığı aydır. Bende ismimin ancak oruçlu iken kaydedilmesini istiyorum” buyurmuştur.

Ashab-ı kiram da evliyaullah büyüklerimiz de bu ayda çok oruç tutardı. Çok Kur’an-ı Kerim okunur, çokça salatü selam getirilir, fakirlere zekâtlar verilir, borçluların borçları kapatılır, Ramazana hazırlıklar yapılırdı.

Ramazan ayına az kaldı, hem on bir ayın sultanı Ramazan ayının, hem de Şaban’ın on beşinci gecesi olan berat gecesinin telaşı gönlümüzü kapladı. Berat gecesi, Şaban ayının en mühim gecesidir; en ihya olunacak; dikkat edilecek gecesidir. Meleklerin bayramıdır, bu gece yeryüzüne çok hayırlar bereketler iner, çok müminler af edilir, ancak şirke bulaşanlar, birbirlerine kin tutanlar, dost ve akraba ile ilgisini kesenler, büyü yapanlar, ayyaşlar, faizciler, namusunu satanlar hariç!

Berat gecesinde eceller, rızıklar, hacca gidecekler, ölecekler, şakiler, saidler, senenin mühim olayları yazılır, tesbit olunur, kesinleşir; kimi Allah’ın rahmetine erer, kimi mahrum kalır; kiminin kefeni hazırlanmıştır da o çarşı pazar alışveriştedir. Kiminin kabir yeri belli olmuştur, o gafilce eğlencededir, nice cennet uman vardır, cehennemde yanacak, nice mükâfat bekleyen vardır hesaba çekilecek ikaba uğrayacak…

Berat kandilini, Müslümanların hakiki ve manevi yılbaşları olarak değerlendirmek lazım: Geçmiş günlerin muhasebesi, gelecek günlerin düşünülmesi ve planlanması yapılmalı, ciddi teyakkuza geçmeli. Bu mühim gece için önceden hazırlanmalı, tevbe etmeli, zikir yapmalı, sadakalar vermeli, ağlayıp dualar etmeli. Mevlaya yalvarıp bizi “Divanı Süeda” ya kaydetmesi için, bahtımızın güzel, rızkımızın bol olması için, bizleri zafere eriştirmesi, bela ve musibetlerden emin kılması, iki cihan saadetini vermesi için çokça dualar etmeliyiz.

Dua ibadetin özüdür, iliğidir. Zül Celali ve’l İkram olan Allah, kullarına karşıda ikram ve ihsan sahibidir. O’nun mahlûkatına olan ikram ve ihsanı sayılamayacak kadar çok ve çeşitlidir.

Dünya hayatını Allah’ın emrettiği şekilde tanzim edip, ahiret saadetini isteyenlerin ahirete dair emirleri yerine getirmeleri gerekir. Kalbe yerleşen imanın, tatbik ve amelle tamamlanması gerekir. Müminin, ahirete dair ibadet ve emirleri yerine getirmesi, onu, dünyanın temiz lezzetlerinden alıkoymaz. Aradaki fark, dünyadan normal nasibini alırken, başını kaldırıp yüce ufukları da görebilmesidir. Şu fani dünyanın geçici metaları mümin için asıl gaye ve hedef olmamalıdır. Bu dünya hayatı, ancak aldatıcı bir meta (geçici zevk ve faydalanma)dan ibarettir.(3/185)

Şuurlu olarak, gönül kâsesini Muhabbetullahtan başkasıyla meşgul etmeden, ibadetlerimizi yapmalıyız. Doğrusu, hem (günahlardan) temizlenen hem de Rabbinin adını (tesbih, tehlil ve tekbirle) anıp namaz kılan mutluluğa ermiştir.(87/14-15) Bu iki ayette sırasıyla ibadetlerin derecesi ve böylece mutluluğun formülü verilmektedir.

Bir kelam vardır: “Ücretini peşin alan ırgatın çalışması gerekir.” Biz ücreti peşin almışız. O halde doludizgin çalışmakla mükellefiz, bunlara dikkat etmemiz gerekiyor.

Tevbe kapıları daima açıktır, Allah hidayet nasip edip, gafletten uyandırsın. Ne yazık ki aziz ömürler ziyan ediliyor, gıybetle, inkârla, inatla, ihtilafla, ihtirasla, veballe, şaibeli iş ve davranışlarla hem kendimize hem de cemaat ve cemiyete zararlı olunuyor. Mümine lazım olan şey, gaflet uykusundan uyanması ve Hak için, O‘nun rızası doğrultusunda kıyama kalkmasıdır. Allah rızası için yapılmayan, Kuran’ın emri dahi olsa Kuran’ın öngördüğü işler dahi olsa Allah rızası için yapılmayan çalışmalardan bir fayda beklemek mümkün olmaz. O yüzden birinci önemli konunun Allah rızası olduğunu yeniden teyit etmemiz lazım.

Nasıl ki, bedenler gıdalarla gelişirse, hallerde vakitlerin sefası ile güzelleşir. Bedenin gıdası, ona verdiğimiz temiz ve helal rızıklardır. Ruhun gıdası da vakti iyi değerlendirip, Allah a itaatle geçirdiğimiz vakitlerin kazandırdıklarıdır. O vakitler ne kadar saf ve Allah için olursa mana cevheri de o kadar dile gelir. Bütün işler için belli bir vakit vardır, akıllı insan her şeyi vaktinde iş işten geçmeden yapmasını bilmelidir.

Bu günler ve geceler bizim için bulunmaz fırsatlardır. Tabii yalnız bu üç aylara kutsal gecelere mahsus değildir. Müslüman’ın bütün hayatını ihata etmesi lazımdır. Ancak bu günlerde biraz daha fazla yapılır. Hz. Ali Kv. rivayet ettiği bir hadiste (sav) Efendimiz: “Şaban’ın on beşinci gecesi olunca, o geceyi ibadetle ve gündüzünü de oruçla geçiriniz!” buyuruyor. Bu gecede okunması tavsiye edilen namaz ve dualar vardır, bunları yapmaya gayretli olmalıyız. Bu kıymetli zamanı zayi etmeyelim. Peygamber (sav) efendimiz: “Receb ayının diğer aylara üstünlüğü Kuranı Kerim in diğer kitaplara üstünlüğü gibi, Şaban ayının diğer aylara üstünlüğü benim diğer peygamberlere üstünlüğüm gibidir. Ramazan ayının diğer aylara üstünlüğü, Allahü Teâlâ’nın insanlara üstünlüğü gibidir.” buyurmuştur.

Şaban ayı ve Berat gecemiz hepimize mübarek olsun, bütün insanlığa barış, adalet, sağduyu, insaf, idrak, feraset, basiret ve hikmet nasip eylesin, Kuran’ı kalbimizin baharı, gönlümüzün nuru, hüznümüzün uzaklaştırıcısı, gam ve kederimizin gidericisi kılsın…

Derleyen: Nezahat Külekçi

 

Kaynaklar:    Başmakaleler 1-2 Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan (rha)

Feyzül Furkan Kuran-ı Kerim Meali Hasan Tahsin Feyizli

İslam da ibadetler Şahver Çelikoğlu

Esmaül Hüsna şerhi 4-5 Şahver Çelikoğlu

Osmanlı Tarih Deyimler ve Terimler Sözlüğü Zeki Pakalın