28 Mart 2024 / 18 Ramazan 1445

Eminlik Üzerine İnşa Edilmiş Bir Hayat

Ayşe Hümeyra Ökten Ekim 1925’te Fatih Atikali’de dünyaya gelir. Babası Osmanlı dönemi ulema sınıfından müderris ve felsefe hocası, imam hatip mekteplerinin kurulmasına öncülük eden Mahmud Celaleddin Ökten; annesi Mahmude Ökten’dir. Ökten ailesi ve çevresi Osmanlı döneminin son zamanlarına ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına şahitlikleriyle devrin önde gelen ailelerdendir. Zamanın tesiri altında kalmadan İslamiyeti yaşayan, kültürlü bir ailede yetişen Hümeyra Ökten’in dini ve ilmi kimliğinin şekillenmesinde ailesinin önemli bir yeri vardır.

İlkokuldan itibaren gittiği her okulu birincilikle bitirerek 1949 yılında İstanbul Tıbbiyesi’nden mezun olan Ökten, hem ailesine hem de hanımlara faydasını gözeterek dahiliye branşını tercih eder. Başarısıyla hocalarının takdirini toplayan ve ihtisasına devam edeceği düşünülen Hümeyra Hanım, İslami kimliğiyle toplumda var olmayı önemseyerek, tesettürlü devam edemeyeceği için çalışma hayatına geçer. Allah’ın rızasını kazanma niyetiyle kendini hastalarına hizmete adar, hastalara gösterdiği güzel muamele sebebiyle onların sevgisini celbeder. Ökten, İstanbul’un mütedeyyin tek hanım doktoru olarak adından söz ettirmektedir. Bu anlamda hem kendi devrine hem de sonraki nesillere mühim bir örnek teşkil etmektedir.

Medine’ye yolculuğun başlangıcı

Hümeyra Ökten’in 1953 yılında Kızılay tarafından hacca gönderilmesi hayatının seyrinin değişmesinde önemli bir yere sahiptir. Dini ve ahlaki kimliği hocaları tarafından fark edilen Hümeyra Hanım, hocalarının da yönlendirmesiyle Kızılay’ın hacca gönderdiği doktorlar arasında yerini alır. Bu önemli hadiseyi hastalarına gösterdiği muamele neticesinde yapılan dualara bağlayan Hümeyra Hanım, kutsal topraklara yolculuğunun anahtarı hükmündeki vakıayı şöyle anlatır:

“Benim ilk hacca gitmem de hasta duası ile oldu. Ben hacca gideyim istiyordum ama asistanlık yapıyorum. Hastanın benden beklemeyeceği bir hizmet yaptım herhalde ki “Doktor hanım ayağın Kâbe’ye varsın” diye dua etti. Birden durdum kapıda, “Allah’ım sen hasta duasını kabul edersin” dedim. Kabul oldu. Doktor olarak hacca gittim ilk. Orada da Allah’ım her sene geleyim diye dua ettim. Sonra Suudi Arabistan doktorlara oturma izni verince orada kalmaya başladım. 1960’tan bu yana her sene gittim.”

Görevlendirmeyle gittiği ilk haccı hayatında dönüm noktası olan Hümeyra Ökten, küçüklüğünden beri içinde yetiştiği manevi atmosferin bir tezahürü olarak, Kâbe’nin içinde kıldığı namazın lezzetiyle hayatının arzusunu tanımlamıştır artık. “Orada bana bir şey oldu ve her sene Kâbe’ye gitmezsem ölürüm zannederdim” der hatıratında. Arafat’ta yaptığı hizmet esnasındaki tanıklıkları akabinde de şu duayı eder Ökten; “Ya Rabbi izin ver her sene geleyim bu hizmeti yapayım” ve bundan sonraki hayatında duasını yaşayacak ve devrine gerek hizmetleri gerek Peygamber Efendimize (sav) duyduğu derin muhabbetiyle nadide bir örnek bırakacaktır.

İstanbul-Hicaz arasında bir hayat

Hastalarına gösterdiği şefkatli muamelesiyle onların gönüllerinde yer eden Hümeyra Hanım, yine onların duasının bir kabulü olarak bundan sonraki hayatına İstanbul-Hicaz arasında yapacağı yolculuklarla devam edecektir. Peygamber Efendimize (sav) komşuluğun eşsiz tadına varan Hümeyra Hanım bu komşuluğu hem mesleki hem dindar kişiliği vasıtasıyla devam ettirmek arzusundadır.

1956’da anne babasıyla tekrar hacca giden Ökten, babası Celaleddin Bey’in de Medine’ye yerleşme kararı üzerine Suudi Arabistan’ın doktorlara oturma izni verdiğini öğrenince 1959 senesinde oturma izni alarak Medine’ye yerleşir. Bundan sonra her yıl mübarek üç ayları ve hac mevsimini Hicaz’da geçirecek ve her milletten hastaya hizmet edecektir. Medine’de geçirdiği bu zamanı ve bu zaman zarfında kendisine gösterilen alakayı şu sözlerle aktarır Ökten:

“Babamla ilk gittiğimizde Medine’de ev tutmuştuk. Babam vefat ettikten sonra ben orayı bir süre devam ettirdim. Sonra oradaki Türkler illa ‘bize gel, bize gel’ deyip bana oda verdiler. Mekke’deki delil (Gelen hacıları misafir eden ve kılavuzluk yapan ailelere delil deniyor) ve yakınları hasta olurlar bakarım, hastaneye yatarlar refakat ederim. Akraba gibi olduk. Delil, çocuklarına ‘Bu benim kardeşim, sizin de halanız’ demiş. Böylece kendi evimmiş gibi gidip geliyorum.”

Kızları Ayşe Hümeyra Hanım’ın kutsal topraklara olan bu derin bağlılığının farkında olan anne ve babası onun bu muhabbet ve hizmet yolculuğunu şefkat ve hasretle kabullenirler. Zira bu kabullenişte Hümeyra Hanım’a gösterilen derin muhabbet ve hürmetle birlikte gelen emin bir yaşam alanının payı vardır.

Manevi seyr-ü sülûku

Aldığı tasavvufi terbiye gereği deneyimlediği manevi seyr-ü sülûku kamuyla paylaşmayan Hümeyra Ökten’in bu yolu kat etmesinde hac dönüşü tanıştığı Mehmed Zahid Kotku Rh.a Hocaefendi’nin payı büyüktür. Hümeyra Hanım Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’nin hem talebesi hem doktoru hem de babası Celaleddin Bey ile olan ünsiyeti sebebiyle yakın aile dostu olmuştur.

“Her eve bir anne ama yedi mahalleye de bir doktor lazım, işte o doktor ben olayım.” diyerek kendi yaşamına bu minvalde yön veren Hümeyra Hanım, hayatı boyunca hasta ayırt etmeden müşfik bir tavırla şifa bekleyenlere hizmetle şereflenmiştir. Bu güzel hizmeti sebebiyle kimine doktor anne kimine doktor abla olmuştur. Sonraları Mehmed Zahid Kotku merhumun doktorluğunu da yapacak olan Ayşe Hümeyra Hanım Mehmed Zahid Kotku’nun da doktor ablası olmuştur.

Muhtelif vesilelerle kendisini dinlemek isteyenlere tatlı sohbetini esirgemeyen Hümeyra Ökten, kendisinden tavsiye isteyen gençlere de namazları hususunda dikkatli olmalarını ve hizmetten kaçmamalarını nasihat eder. Zira kendisi de hayatını hastalara hizmete ve Efendimize (sav) adamıştır.

Bu dünya misafirhanesinde tek bavul dünyalığıyla sürekli hizmet yolunda ömür süren Hümeyra Ökten’in son arzusu da bu yolculuğun Efendimizin (sav) civarında son bulması idi. Yanında bulunanlar vefatından önceki son saatlerinde zikirle meşgul olduğunu ve hep istediği gibi Medine-i Münevvere’de Peygamber Efendimizin yanında vuslata erdiğini belirtmişlerdir.

Nadide bir hizmet ve muhabbet tezahürü olan ömrüyle gönüllere taht kuran Dr. Ayşe Hümeyra Ökten Hanımefendi, 95 yaşında sürekli civarında olmayı arzu ettiği Medine’de dâr-ı bekâya irtihâl eyledi. Yüce Allah refîk-i âlâ zümresine dâhil eylesin. Âmin.

Süveyda Yıldız

Kaynaklar

Meriç, Nevin (2020). Ayşe Hümeyra Ökten: Dindar Bir Doktor Hanım. İstanbul: Timaş Yayınları.

Akra Media, Güncel Haberler, Medine’de Bir Doktor: Ayşe Hümeyra Ökten, İstanbul:2020.

Akra Fm, Sesli Arşiv, Zamanın Tanıkları: Ayşe Hümeyra Ökten, İstanbul: 2016.