20 Nisan 2024 / 11 Şevval 1445

Alışkanlıklar Ve Değişim

Buram buram yasemin ve hanımeli kokuları sarmış çardakta, gönül dostumla oturuyoruz. Masamızdaki kâsede suya serpilmiş gül goncaları hoş bir tablo oluşturmuştu. Bir yanda yavru kedilerin sevimli yaramazlıklarını seyrediyor, diğer yanda semaverde demlenen tomurcuklu çayımıza limon dilimimizi ekliyor ve muhabbetle yudumluyoruz. Fıstıklı un helvamız muhabbet saatlerimizin vazgeçilmezleri arasındaydı. Bu kıymetli saatler istiyorum ki faydalı bir sohbetle de taçlansın.

-‘’Bu gün konu başlığımız ne olsun?’’ diye soruyorum.

Biraz düşündükten sonra dostum:

-İbadetleri hayatıma uygulama da sorun yaşıyorum. Bunun hakkında konuşabiliriz’’ diyor.

-‘’O vakit konu başlığımız –alışkanlıklarımız ve değişim- olsun’’diyorum.

‘’ Hayatta önceliklerin nelerdir önce onları bir listele derim. Her şeyin ilk adımı zordur, sebat edip devam ettin mi alışkanlık oluşur. Sonrası zor gelmez, senin bir parçan olur. Onu yapmadan rahat edemezsin.

Bu sebeple ilk adımlar, ilk başlangıçlar önemlidir. Namaza, oruca, Kur’an-a, kaza namazına, tesettüre, kitap okumaya v.s. başlamak senin için bir hicrettir.

Hayat filminde bulunmasını istediğin değerlerini, vazgeçilmezlerin olana dek nefsinle mücadele ederek uygula.

Onlar hayatına girdiğinde; iç huzuru, sevgi, muhabbet, vicdan rahatlığı, manevi feyzler ve daha nice hediyeleri ile gelirler.

Aldığın ruhani doyum, maddi doyumların kat kat üstündedir. Maddi doyumlar seni dünyaya çeker ve nefsin ruhuna hâkim olur. Nefis doymak bilmez, verdikçe daha fazlasını ister, mutlu olmaz, hırslanır ve yavaş yavaş seni kuyuya çeker.

Ruhani doyumlar ise seni, uhrevi âleme çekerek hafifletir, yükseltir… Ruhun nefsine hâkim olmaya başlar. Huzura erersin, iyilerin safında yolculuğa devam edersin.

Mevlam yar ve yardımcın olsun gönül dostum. Bol dua etmeli ki bu değişim kolaylaşsın.

-İyi güzel söylüyorsun da o alışkanlıklara başlamak için yeterli gücü bulmak için ne yapabilirim?

-Hayırlı dostluk bu demde çok önemli; karga çöplüğe, bülbül gül bahçesine götürür. Arkadaşlarını iyi seçmelisin. Eğer güçlü kişiliğin yoksa kuyudakiler seni aşağı çeker. Onlara el uzatabilmen için manen çok güçlü olman lazım. Kendini değiştirmeden onları değiştiremezsin. Allah dostları bazı dönemler neden uzlete ve itikâfa girerdi?

Bir de ilim önemli, kazanmak istediğin alışkanlıkların sana fayda ve zararlarını öğrenmen, alışma ve devam ettirme sürecinde sana manevi enerji ve hedefinde ilerlemen için destek olacaktır.

Kişisel hayat programını da hazırlamalı ve düzenli takip etmelisin. Bu neden önemli? Ömür yapraklarımızı hayırlı ve salih ameller ile doldurmamız için hayatımızı bilinçli ve farkındalıklı yaşamalıyız. Çünkü ömür bize kısa bir vakit için ayrılmış… Ezelden ebede süren yolculuğumuzda biz yolcu, dünya bir han misalidir. Azığımızı alıp kabre gireceğiz.

Kısacası aklımızı, kalbimizi, uzuvlarımızı, zamanımızı dikkatli kullanmalıyız.

Farkındalık uyanışı, uyanış değişimi, değişimde kemaliyet basamaklarına adım atmayı getirir.

21 ya da 40 günlük denemelerle başlayabilirsin, alışkanlık oluştuktan sonra istediğin güzelliklerin hiç de zor olmadığını göreceksin. Ve derinleştikçe derinleşeceksin.

Mübarek üç aylarda dış dünyaya gözleri kapatıp, iç âleme açma vakti gelmedi mi?

Bir gün ölüm kapını çaldığında, özün en çok neye yanacaksa bugün onların telafisine bakmalısın.

Kim ahiret işlerine öncelik tanırsa Allah dünya işinde ona yardımcıdır.

Avn bin Abdullah Hz.lerinin bir sözü ile sohbetimiz değerlensin.

‘’Sizden öncekiler, âhiret işleriyle uğraşıp, sâdece artan zamanlarını dünya işlerine harcarlardı. Siz ise bu gün hep dünya işiyle uğraşıyor, zaman kalırsa âhiret işlerini yapıyorsunuz.

Allah-u Teâlâ ahiret için çalışanın dünya işlerine kâfi gelir, dünyası hususunda ona yardımcı olur. Kim Allah-u Teâlâ’ya karşı hâlini düzeltirse, Allah-u Teâlâ onunla insanlar arasını düzeltir, güzel yapar. İçini düzeltenin, dışını düzeltir, güzel yapar.’’

-Teşekkür ediyorum gönül dostum, nasihatlerini uygulamaya çalışacağım. Düşünce dünyamda bazı kapılar bu sohbetle aralandı gibi…

Yeniden çaylarımızı yudumluyor, helvamızla da damağımızı şenlendiriyoruz. Kızım ney üflerken, arıların, güllerin üzerindeki hızlı alışverişlerini gözlemliyor, dut ağacında ötüşen cıvıl cıvıl kuş seslerini dinliyoruz. Yavru kedilerin hoş yaramazlıklarını da seyran ederek muhabbetimizi demliyoruz.

Mihrican Ulupınar