İslam dini temizlik/tahâret üzerine kurulmuştur. Müslüman demek temiz insan demektir. Temiz olanları hem Allah, hem de insanlar sever. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “Doğrusu, hem (günahlardan) temizlenen hem de Rabbinin adını (tesbih, tehlil ve tekbirle) anıp namaz kılan mutluluğa, kurtuluşa ermiştir. “ buyurur. (Â’la / 14-15)
“Şüphesiz Allah çokça tevbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever. ” (Bakara/ 222)
Dış temizlik yanında, kalp ve iç temizliği daha da önemlidir. Dışı süslenmiş fakat iç âlemi kir ve pislikler içinde bulunan kimse imanın gerçeğine ulaşamaz.
Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: “Temizlik imanın yarısıdır. ” (Müslim, Taharet 1. – Tirmizi, Daavât 86)
“Allah temizdir, temizliği sever. ” (Tirmizi, Edeb, 41/2799)
Taharet ve eş anlamlısı nezafet üç türlü temizlenmeyi kapsamına almaktadır. :
- a) Beden, elbise ve yerin kir ve pislikten temizlenmesi. Buna habesten veya necâsetten taharet denir.
- b) Abdestsizliğin giderilmesi. Buna hadesten taharet denir. Boy abdesti, namaz abdesti ve bu ikisi mümkün olmazsa, bunların yerine geçmek üzere teyemmüm, hadesten temizlenmenin yollarıdır.
- c) Kalbin gurur, kibir, ucub, kin, hased, kıskançlık gibi mânevî kirlerden temizlenmesi ve bunun yerine iman, ihlâs, takva ve güzel ahlâkla süslenmesidir.
Temizliğin Farz Oluşu:
Belirli ibadetleri yapabilmek için bedenin, giysilerin ve ibadet yerinin pisliklerden temizlenmesi farzdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Elbiseni (kendini, kişiliğini ve seni çevreleyen her türlü kirden) arındır. ” (Müddesir/4)
Namaz kendisine farz olanlara maddî ve mânevî temizlik de farz olur. Bunun için gerekli şartlar şunlardır. :
1) Müslüman olmak: Münkirlere temizlik farz değildir.
2) Akıllı olmak: Akıl hastası veya baygın olana taharet farz olmaz. Yükümlülük iyileştikleri andan itibaren başlar. Sarhoştan ise taharet yükümlülüğü düşmez.
3) Erginlik çağına girmek: Çocuğa taharet farz değildir. Ancak yedi yaşına girince namazla birlikte temizlik de emredilir. On yaşına girince temizliği ve namazı terk ederse tedib edilir.
4) Hayız ve nifas kanının kesilmesi
5) İbadet vaktinin girmesi
6) Uyku hâlinin bulunmaması
7) Unutma hâlinin olmaması. Uyku ve unutma temizlik ve ibâdetin geri kalmasında özür sayılır.
8) Zorlama altında bulunmaması.
9) Su veya temiz toprağın bulunması. Temizliğin su ile yapılması asıldır. Ancak su bulunamayan veya bulunup da kullanılamayan durumlarda, pisliğin başka yollarla giderilmesi ve teyemmüm abdesti alınması yoluna gidilir.
Temizleme Yolları
Temiz olmayan şeyleri temizlemek için, durumlarına göre çeşitli yollar vardır. Su ile yıkamak, kaynatmak, silmek, ovalamak ve kazımak gibi.
1) Su ile yıkamak:
Su, hem pisliği temizleme ve hem de abdest ve gusülde kullanılma bakımından asıl temizleyicidir. Allahü Teâlâ şöyle buyurur: “. . . Sizi tertemiz yapmak, (bulunduğunuz yerde suyun olmayışından dolayı) şeytanın pisliğini (vesvesesini) gidermek, kalplerinizi (ümitle Allah’a) bağlamak, ayakları(nızın altındaki kumları) pekiştirmek (ve sebatınızı sağlamak) için üzerinize gökten su indiriyordu. ”(Enfal/ 11)
Temizlik için kullanılacak su; yağmur, kar, nehir, deniz, kuyu, pınar ve sel sularının toplandığı gölet suları olabilir. Bunlara mutlak su denir, bu sulara başka hiçbir şey karışmamıştır.
2) Temiz sıvılar:
Gül ve çiçek suyu; sirke, ağaç suyu, limon, portakal ve nar gibi meyve suları; içinde nohut, mercimek ve fasulye gibi şeyler ıslatılmış olan sular ile elbise veya bedendeki pisliğin giderilmesi mümkün ve caizdir. Bunlara mukayyed su denir. Böyle sularla abdest alınmaz gusül yapılmaz.
Temizlik Yönünden “Mutlak Sular” 5 kısma ayrılır.
a- Hem temiz hem temizleyici olup kullanılması mekruh olmayan sular:
Rengi, tadı, kokusu bozulmamış aslı değişmemiş ve kullanılmamış sulardır. Bu sularla her türlü temizlik yapılır, abdest alınır, gusül yapılır, yemek ve içmekte kullanılır.
b- Hem temiz hem temizleyici olmakla beraber kullanılması mekruh olan sular:
Bunlar kedi, tavuk gibi evcil hayvanlarla, atmaca, şahin gibi yırtıcı kuşların artığı olan sulardır. Başka temiz su varken bu tür sularla abdest almak, gusül yapmak, yemeklerde kullanmak mekruhtur. Başka temiz su yoksa kullanılabilir.
c- Kendisi temiz olduğu halde başka şeyi temizlemeyen sular:
Abdest ve gusülde kullanılan sular temizdir, fakat temizleyici değildir. Bunlara “müsta’mel (kullanılmış) su” denir.
d- Temiz olmayan sular:
Bunlar içine pislik düşen akıcı olmayan sulardır. Köpeğin, domuzun ve diğer yırtıcı hayvanların artığı olan sular da temiz değildir ve hiçbir temizlik işinde kullanılmaz.
e- Şüpheli sular:
Bunlar ehil eşek ve katırın artığı olan sulardır. Bu gibi sularda pislik yıkanır. Başka temiz su varken abdest alınmaz, gusül yapılmaz. Başka su yoksa abdest alınır, gusül yapılır sonrada teyemmüm edilir. Çünkü böyle suların şüpheli olup olmadığı şüphelidir.
3) Silmek yolu ile temizleme:
Bıçak, cam, cilâlı tahta, fayans, mermer veya sini gibi şeyler yaş veya kuru bir necisle kirlenince, yaş bir bez veya sünger yahut toprak ya da deterjanlı ıslak bezle, necisin izi kalmadığına galip zan meydana gelecek şekilde silinirse temizlenmiş olur.
4) Ateşe sokmak yolu ile temizleme:
Ateşe dayanıklı maden parçası üzerindeki kan vb necis şeyler, madenin ateşe sokulması ile yanıp yok olunca temiz hale gelir. Üzerinde et pişirilecek ızgara temiz değilse, ateşe sokulup yakılmakla temizlenir.
5) Kazımak, ovmak ve silmek yolu ile temizleme:
Mest ve ayakkabı gibi necaseti emmeyen şeylere, hayvan tersi gibi görünür bir necaset dokunsa, bunlar su ile temizleneceği gibi, bıçak gibi bir şeyle kazıyarak veya yere sürterek de temizlenebilir. Ancak mest veya ayakkabıya sidik gibi görünmeyen bir pislik dokunursa bu kısmın yıkanması gerekir. Nitekim elbiseye veya bedene dokunan necaseti de kazımak veya toprağa sürtmek yeterli değildir.
İnsanların kurumuş olan menileri ovalamakla temizlenebilir. Ancak yaş olan meninin su ile yıkanması gereklidir. Diğer yandan, kuru bir meni ovalamakla temizlendikten sonra, bu elbise ile namaz kılınabilirse de, yeri yeniden ıslanırsa, sağlam görüşe göre pislik yeniden döner. Bu nedenle yeniden kurutup ovalamak veya yıkamak gerekli olur.
6) Yapı değişikliği yolu ile temizleme:
Temiz olmayan bir şeyin niteliği değişirse temiz hale gelir. Meselâ; bir domuz veya eşek bir tuzlaya düşerek tuz kesilse temizlenmiş olur. Yine, geyik kanının misk olması, içkinin kendiliğinden veya bir vasıta ile sirkeleşmesi, tezeğin yanarak kül olması, necis yağın sabun yapılması, lağım karışan çamurun kuruyup eserinin kaybolması, necâsetin toprağa gömülüp zamanla eserinin yok olması bunları temiz hale getirir.
Diğer yandan murdar bir süt peynir yapılmakla veya pis bir buğday öğütülmekle yahut unundan ekmek yapılmakla, yine murdar bir susamdan yağı çıkarılmakla temiz olmaz. Çünkü bunlarda öze inen bir değişim söz konusu değildir.
7) Bazı tasarruflar yolu ile temizleme:
Harmanda döğülen buğday, arpa gibi bir şeyin belirsiz bir bölümü, hayvan sidiği ile kirlense, kirlenen kısma eşit veya daha fazla bir kısım herhangi bir şekilde elden çıkarılmış bulunsa, hem bu miktar, hem de geri kalan kısım temizlenmiş sayılır. Çünkü bu gıda maddesinin bütününde temizlik asıldır. Temiz olmayan kısmın ise hangi kısımda kaldığı şüphelidir. Burada asıl olan temizlik şüphe ile ortadan kalkmaz.
Yine görünmeyen bir necâset, bedenin veya elbisenin hangi kısmına dokunmuş olduğu unutulsa veya dokunduğu yer hakkında şüphe edilse, bedenin veya elbisenin zannınca uygun olan bir tarafı yıkanınca, her tarafı temizlenmiş sayılır. Ancak tamamını yıkamak ihtiyat bakımından daha uygundur. İlk görüş, yolculuk, soğuk ve yoksulluk yüzünden yedek elbise bulunmaması hallerinde kolaylık sağlar ve namazın vaktinde kılınmasına da yardımcı olur.
Üzerinde necâset ve menî bulunan kimse, bunun ne zaman bulaştığını belirleyemezse, necâsette son abdest bozduğu, menîde ise son uyku uyuduğu vakitten itibaren kıldığı namazları yeniden kılar.
8) Boğazlama veya tabaklama yolu ile temizleme:
Domuz dışında herhangi bir hayvanın derisi, bu hayvanın meşrû şekilde kesilmesiyle temiz olur. Artık böyle bir derinin üzerinde namaz kılınabilir. Bu hayvan, eti yenen cinsten ise, eti de temiz olur. Fakat eti yenmeyen hayvanlardan ise, fetvâya esas olan görüşe göre, eti temiz sayılmaz.
Domuzdan başka murdar ölmüş herhangi bir hayvanın derisi tabaklanmakla temiz olur. Tabaklama, hayvan leşindeki necâsetin sebebi olan rutûbeti ve akıcı kanı giderir; deriyi, necaseti temizlenmiş gibi yapar. Tabaklamada domuz derisinin istisna edilmesi bizatihi necis oluşundan, insan derisinin istisna edilmesi ise, insanın mükerrem oluşundandır.
9) Necis olmuş kuyunun suyunu boşaltma veya gereken kadar su çıkararak kuyuyu temizleme:
Kuyuya düşen insan veya diğer bir hayvan çıkarıldıktan sonra gereken miktar suyu veya tamamını boşaltmakla kuyu temiz hale gelir. Küçük bir hayvanın kuyuya düşüp ölmesi halinde bütün suyu boşaltmak büyük zorluklar doğuracağı için, düşen canlının durumuna göre aşağıdaki hükümler uygulanır:
- a) Kuyuya eti yenmeyen bir canlı düşmüşse, bu hayvan domuz gibi aynıyla necis ise bütün suyun boşaltılması gerekir.
- b) Kuyuya eti yenen bir hayvan düşer ve ölü olarak çıkarılırsa, kuyunun suyu necis olur.
Temiz Sayılan Şeyler:
İslâm’da prensip olarak bütün yeryüzü, madenler, sular, otlar, ağaçlar, çiçekler, meyveler ve domuz dışında bütün hayvanların dış bedenleri, dışarıdan temiz olmayan bir şey dokunmadıkça temiz sayılır. Diri köpeğin, filin tüyleri, derileri temizdir. Bunlara dokunan su da temiz sayılır.
Usûlüne göre kesilmiş hayvanların derileri, ciğer, yürek, dalak, kan ve etleri içinde kalıp akmayan kanları temizdir. Bit, pire, tahtakurusu gibi küçük haşeratın kanları da böyledir. Ancak domuz, usulüne göre kesilmekle de temiz hale gelmez.
Su içinde yaşayıp su içinde ölen balık ve diğer hayvanlar temizdir.
Domuz dışındaki hayvanların, içine kan nüfuz etmeyen parçaları, ölümleri halinde de pis olmuş olmaz. Bu yüzden; boynuz, tırnak, yağlı olmayan kemikler, kırpılmış olan kıllar, tüy, tabaklanmış deriler temizdir. İnsanın kesilen saçları, kemiği ve dişleri de böyledir.
Canlının gözyaşı, teri, tükrüğü, sümüğü pislik ve temizlik yönünden bu canlının artık suyunun hükmüne bağlıdır. Artığı temizse bunlar da temizdir. Katır ve eşeğin salyası temiz, yırtıcı kuşların ve evlerde yaşayan fare, yılan, akrep ve kedi gibi hayvanların salyaları mekruh; domuz, köpek ve diğer vahşî hayvanların salya ve artıkları ise necistir. İnsanın salyası temizdir. Ancak içki içtiği takdirde ağzını temizlemedikçe artığı ve salyası temiz sayılmaz.
Güvercin ve serçe gibi eti yenen ve havada pisleyen kuşların tersi temizdir.
Kesimden sonra damarlarda kalan kan temizdir, necis değildir. Bu yüzden etle birlikte yenilmesi câizdir.
Ev kedilerinin ve farelerinin sidiği kaplardaki suyu temizlikten çıkarır. Elbiselere az miktarda dokunmuşsa bundan kaçınmak güç olduğu için bu bağışlanmıştır.
Yollardaki çamurdan elbiseye sıçrayanlar, kaçınmak güç olduğu için affedilmiştir. Namaza zarar vermez. Yeter ki, açık pislik olduğu bilinmesin.
Cenaze yıkantısı temizdir. Yeter ki, bir pislik yıkandığı görülmesin. Aksi halde yıkantısı da necis olur. Ancak cenaze yıkayanın üzerine dokunan sıçrantılar kaçınmanın güçlüğü nedeniyle bağışlanmıştır.
Temiz Sayılmayan Şeyler:
Maddeleri bakımından şer’an temiz sayılmayan şeyler, namazın sıhhatine engel olacak miktarları bakımından galîz ve hafif olmak üzere ikiye ayrılır. Galîz sayılan; eğer katı ise, yaklaşık dört gram ağırlığındaki, sıvı ise, avuç içinden fazla bir alanı kaplayacak miktarı elbisede veya namaz için ayağın basıldığı yerde bulununca namaza engel olur. Hafif necasette ise, bunun bulaştığı bedenin veya elbisenin dörtte birinden az miktarı namaza mâni olmaz.
Galîz olan necasetler şunlardır:
1) İnsandan çıkan veya ondan kopup ayrılan şeylerden; sidik, ters, menî, küçük su döktükten sonra cinsel organdan gelebilen kalın ve beyaz renkli “vediy” denilen sıvı, sevişme veya karşı cinsi düşünme sırasında yine cinsel organdan gelebilen beyaz renkli yapışkan “meziy” denilen sıvı, ağız dolusu kusuntular, herhangi bir uzuvdan çıkıp akan kanlar, bedenden kesilip düşen et ve deri parçaları. Kadınların âdet, lohusalık veya özürlü zamanlarında gelen kanlar da bu niteliktedir.
2) Eti yenmeyen hayvanların sidikleri, ağızlarının salyaları, kuşların dışındakilerin tersleri ve bütün hayvanların akan kanları.
3) Eti yenen hayvanlardan tavuk, kaz ve ördeklerin tersleri.
4) Boğazlanmadan kendi kendine ölen hayvan pistir. Bunların tabaklanmamış derileri de böyledir.
5) Şarap. İçilmesi ve kullanılması haram olup, elbise veya beden üzerine dökülürse yıkanmadıkça temiz olmaz.
Hafif sayılan ve temiz olmayan şeyler şunlardır:
1) Atların, katırların ve eşeklerin sidikleri ile etleri yenen koyun, keçi, geyik veya karaca gibi evcil ya da yabanî hayvanların sidikleri ve bunların tersleri Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre hafif pisliktir. Fetvâya esas olan bu görüştür. Ebû Hanîfe’ye göre ise bunlar galîz çeşidine girer.
2) Etleri yenmeyen hayvanlardan doğan, atmaca, çaylak, kartal gibi havada tersleyen kuşların tersleri.
3) Her hayvanın “öd” denilen kesesi, bu hayvanın tersi hükmündedir.
Kaynaklar:
- Feyzül Furkan Kur’an-ı Kerim Meali
- Hamdi Döndüren, İlmihal, Erkam Yayınları
- Seyfettin Yazıcı, Temel Dini Bilgiler, DİB Yayınları
- Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Bilmen Yayınları
- Mehmed Zihni (Hacı Zihni Efendi), Nimeti İslam, Huzur Yayınevi