Râvi
O, enîn-i nihânın zulmetinde
Sübât-ı gafletteki beşerlere
Halaskâr-ı ahir olarak geldi
Sübât-ı gafletteki beşerlere
Derûnler Onun alazıyla yanmış
Bîtâblara apansız mesnet çıkmış
Münkir-i hakîkate mahzûr olmuş
Sübât-ı gafletteki beşerlere
Mutedil ile âb olmuş a’dâya
Huzü’ ile hail çıktı derûna
En muhkem yolu söyledi, âşkârâ
Sübât-ı gafletteki beşerlere
Ezkâr-ı Allah yayıldı hızlıca
Onla hüsn-ü hâl, işledi derûna
Kayd-ı hayat anlattı insanlara
Sübât-ı gafletteki beşerlere
Râvi der: Sen, O’nun şefaatinden
Mahrum etme… Hakk’tan hâk isteyenden
Kul bîtâb, alma ümidi derûnden
Kulunu Sensiz, meşayihsiz etme.
KELİME ANLAMLARI:
Enîn-i nihân : Saklı feryatlar
Zulmet : Karanlık
Sübât-ı gaflet : Gaflet uykusu
Halaskâr-ı ahir : Son kurtarıcı
Alaz : Ateş
Bîtâb : Güçsüz
Apansız : Hemen, aniden
Mesnet : Dayanak
Münkir-i hakikat : Hakîkati inkâr eden
Mahzûr : Engel
Mutedil : Ilımlı
Âb : Su
A’dâ : Pek zalim
Huzü’ : Alçak gönüllü
Hâil : Sahip
Muhkem : Sağlam
Âşkârâ : Açık, belli
Ezkâr-ı Allah : Allah’ın zikri
Hüsn-ü hâl : Güzel davranış
Kayd-ı hayat : Ölene kadar
Hâk : Toprak
Meşayih : Şeyh