“Hep beraber Allah’a tevbe ediniz, ey mü’minler, taki felah bulasınız.”10
… “üç aylar” (Receb, Şaban, Ramazan) denilen bir nurlu devre, bir mânevî hayır ve bereket, feyiz ve fazilet mevsimi başlıyor.
“Hep beraber Allah’a tevbe ediniz, ey mü’minler, taki felah bulasınız.”10
… “üç aylar” (Receb, Şaban, Ramazan) denilen bir nurlu devre, bir mânevî hayır ve bereket, feyiz ve fazilet mevsimi başlıyor.
Pırıl pırıl, aydın, güneşli, sıcak bir ilkbaharı andıran, temiz, güzel bir günde yazımı size mübarek Medine-i Münevvere’den yazıyorum.
Havalar yavaş yavaş ısınıyor, rüzgâr daha yumuşak ve ılık esiyor. Göçmen kuşlar da bu durumda, tekrar dönüş yolculuğuna çıkıyor. Kış uykusundan uyanan hayvanlar, çiçek açan ağaçlar, yeşilin her tonunun yakalandığı yapraklar, bize yine tazeleniyoruz diyor.
Çocukluğum birbirinden farklı üç yaşlının arasında geçti. Şimdi o günlere bakınca üçü de çok güzel ve çok özellermiş. Anneanneme de babaanneme de nine derdim. İki ninemle birlikte bir de komşu ninem vardı.
İnsanın mutluluğu yakalamasında iki temel adım vardır. Birinci adım, kişinin kendini tanıması, duygularını fark edip yönlendirmesi ve bunlar yardımıyla harekete geçmesidir.
Arifan Kadın ve Aile Kuruluşları Dayanışma Derneği geçen yıl 10 Mayıs (21 Recep 1436) tarihinde Hz. Peygamberin sünnetini ihya etmek, kurucularını yâd etmek, sevdiklerini sevindirmek ve büyüklerinin adıyla yaşayacak ormanlar kurmak amacı ile yaptığı “Ağaçlandırma Kampanyası” sonucu 18 bin metrekarelik alanı kapsayan hatıra ormanları oluşturdu.
Mevsimlerin geçiş dönemlerinde tüm yaratılmışta ufak ufak başlayan kıpırtılarla belli eder kendini değişim vakitleri… Her geçiş bir silkelenme… Her geçiş bir tazelenme… Hafiften hafiften gelen bu kıpırtılar tatlı tatlı bir yorgunluğu da beraberinde getirir.
Yoğun yaşadığımız şu modern dünyada her beş kişiden dördünün hep aklında gitmek, gezmek, seyahate çıkmak yatar. Hatta gezenlere gıpta eder, kendisi gidemese bile içten içe bir özenir.
Çocukluğumuzda sokak oyunlarıyla gönlümüzü eğlendirirken olur da yağmur yağarsa bir tarafımız heyecanla coşar, bir tarafımız hüzünlenirdi. Çünkü yağmur demek evlere dönmek demekti.
“Barış” ve “mutluluk”, tarihin her döneminde olduğu gibi, bugün de insanlığın peşinde koştuğu en önemli hedeflerdendir. Bununla beraber, insanlığın gerçek barış ve mutluluğa çoğu zaman ulaşamadığı da bir gerçektir.