19 Nisan 2024 / 10 Şevval 1445

Bezmiâlem Valide Sultan

GEÇMİŞİN TOZLU RAFLARINDAN BAKANLAR

Bezmiâlem Valide Sultan

Sultan II. Mahmud’un “ikinci kadın”ı ve Sultan Abdülmecid’in annesidir. Hayatına dair çok az bilgi vardır. Doğum yeri ve tarihi tam olarak bilinmemekte, hakkındaki bazı kayıtlardan, küçük yaşta esirciler eliyle saraya câriye olarak teslim edilen bir Gürcü kızı olduğu anlaşılmaktadır. Sarayda yetiştirilip eğitildikten sonra Sultan II. Mahmud’un hanımı oldu; daha sonra ondan bir şehzade (Abdülmecid) dünyaya getirince “ikinci kadın” lığa yükseldi. (Nisan 1823)

Sultan Mahmud’un vefatından sonra on altı yaşı henüz bitirmiş olan oğlu Abdülmecid tahta geçince, Bezmiâlem de Valide Sultan ve Mehd-i Ulya-yı Saltanat unvanını kazandı (30 Haziran 1839). Daha çok Bezmialem Valide Sultan adıyla tanındı.

Tahta çıktığında Sultan Abdülmecid’in henüz çocuk denecek bir yaşta bulunması ve devlet işlerinde tecrübesiz oluşu, annesinin devlet ve hükümet işlerinde bizzat yol gösterici ve müessir rol oynamasına yol açtı. Valide Sultan bütün hayatı boyunca bu rolünü başarı ile yerine getirdi. Padişahın memleket içi seyahatleri sırasında saray ve devlet işleriyle ilgilendi, gerektiğinde devlet ve hükümet erkanına emirler verdi, hatta resmi kabul ve ziyafetler düzenledi. Valide Sultan yakalanmış olduğu amansız bir hastalık sonucunda 3 Mayıs 1853 günü Beşiktaş Sarayı’nda vefat etti ve aynı gün Sultan II. Mahmud Türbesi’ne defnedildi.

Bezmiâlem Valide Sultan, akıllı, tedbirli, şefkatli ve cömert bir kadın, kendini alıkoymaya muvaffak olmuş seçkin bir kimse idi. Bu özellikleriyle Osmanlı tarihinde bir takım entrika ve desiseler yüzünden birçok fecaate sebep olan bazı kadınlardan tamamen ayrı bir şahsiyete sahiptir. Oğlu Abdülmecit’in israf ve gösteriş iptilasına bir ölçüde engel olabilmiş, gerektiğinde devlet işlerinde kendisine yardımcı olmuş fakat mevkiini hiçbir zaman kötüye kullanmamıştır. Oğlunun padişahlığı sırasında devletin kendisine tahsis etmiş olduğu maaş ve diğer gelirleri fakirleri doyurmak, ihtiyaçlarını gidermek, rahmet ve şükranla anılmasına vesile olacak pek çok hayır eseri yaptırmak yolunda sarf etmiştir. Bu arada tarikat erbabını gözetmeyi, tekke ve dergahlara büyük ölçüde bağışlarda bulunmayı da ihmal etmemiştir. Bizzat mahalle aralarında dolaşarak fakir ve muhtaçlara yardım eli uzatması, yetim ve kimsesiz kızları evlendirmesi, borcunu ödemeye gücü yetmeyenlere ve hapse düşmüş kimselere malî ve nakdi yardımlarda bulunması, ince ruhlu, şefkat ve merhamet sahibi bir insan olduğunu gösterir.

Bezmiâlem Valide Sultan ülkenin çeşitli yerlerinde pek çok hayır eseri meydana getirmiş, bunların devamlılığını sağlamak maksadıyla da gelir getiren çok sayıda emlak ve “nükûd-ı mevkûfe” bırakmıştır. Kurmuş olduğu vakıfların bir kısmı ile bunların akarları, 1840-1851 yılları arasında tanzim edilen ve on dört vakfiyeyi ihtiva eden 400 sayfalık bir vakıfnamede tespit ve tescil edilmiştir. Bu vakıfnamede belirtilenlerin dışında Valide Sultan’ın daha birçok hayratı vardır. Ayrıca harap olmuş veya tamamen ortadan kalkmış pek çok eseri de tamir ve ihya ettirmiştir. Hayır eserlerinden en önemlileri şunlardır:
Gurebâ-yı Müslimîn Hastanesi, Mekke’de Gurebâ-yı Müslimîn Hastanesi, Dârülmaarif (Valide Mektebi), Bezmiâlem Valide Mektebi, Bezmiâlem Sıbyân Mektebi, Bezmiâlem Sıbyân Mektebi (Yeşil Mektep), Dolmabahçe Camii, Gureba Hastanesi Camii, Galata Köprüsü, Beşiktaş-Maçka’da Valide Çeşmesi, Silivrikapı’da Uzunyusuf Mahallesi’nde Bezmiâlem Çeşmesi, Sultanahmet’te Üçler Çeşmesi, Topkapı’da Bezmiâlem Çeşmesi, Gurebâ-yı Müslimîn Hastanesi Çeşmesi, Beşiktaş Cihannümâ Mahallesi’nde Bezmiâlem Çeşmesi,Tarabya’da Bezmiâlem Çeşmesi, Alibeyköyü’nde Bezmiâlem Çeşmesi, Silivrikapı’da Abdullah Ağa-Bezmiâlem Çeşmesi, Kasımpaşa’da Bezmiâlem Çeşmesi, Topkapı’da Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan Çukur Çeşme: Tamir, Galata Kulesi yanındaki Bereketzâde Çeşmesi: Tamir, Medine’de Bezmiâlem Sebili: Hz. Hamza Türbesi’ne giden yol üzerinde, Medine’de Bezmiâlem Sebili: Şam Kapısı’nın dış tarafında, Kerbelâ’da Bezmiâlem Sebili.

Valide Sultan, Kâbe-i Muazzama ve Ravza-i Mutahhara ile İstanbul’da ki Ebu Eyüp el- Ensari Vakfı’na da çeşitli hizmetler götürmüş ve değerli bağışlarda bulunmuştur. Sık sık kullanmış olduğu mühründe kazınmış olan aşağıdaki ibare, O’nun manevi şahsiyetini de ortaya koyan güzel bir örnektir.

“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl
Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl
Zuhurundan Bezmiâlem oldu vâsıl”

Bezmiâlem Valide Sultan’ın mührü